----BİGBANG---

Toni koşarak üstüne doğru havalanmış yarısı yanan eski model klasik arabadan son anda kurtuldu..P90’ını görünür derecede ön savunmaya aldı ve ana yolda o kargaşanın arasında elinden geldiğince hızlı koşmaya başladı...Sorun şuki şehrin sonunda ki benzin istasyonunu..kendi kabullenmek istemesede...masumca..yanlışlıkla havaya uçurmuş olabilirdi..Böyle bir olasılık vardı..Aidan ile yaklaşık bir saat önce şehre sözde birkaç kitap alıp güzel bir gün geçirmeye inmişti..Benzinlikte zaten buraya gelirken gözünün kalmış olması bir tesadüf sayılabilirdi..Hakkını yememek gerekirdi boş yere uçurmamıştı..Bir kaç bira çalmış ve dükkan sahibini öldürürken polise yakalanmıştı..Kargaşayı küçültmek ve polisten kurtulmak içinse tamamen tesadüfe dayalı cebinde unuttuğu molotof kokteylini benzin istasyonuna atmıştı...Bu tesadüflerin tahmin edilen gibi tesadüfle pekte ilgisi yoktu.. O küçük beyni bir kez daha geç çalışmış ve benzin istasyonunda benzin satıldığını anlamamıştı..Sonuç olarak sanırım bu şehirde yaşanan en büyük patlama yaşanmıştı..Şimdiyse şehirde ki tüm polisler peşindeydi..Polislerden de kötüsü benzinlik şehrin mafyasına ait olduğundan mafya’da peşindeydi..Kaçarken geçtiği yolların hali bu işin cabasıydı..Az önce kaçarken caddeye molotof kokteyli attığından en kalabalık nokta tamamen patlamış kaçmayı başaran arabalar sürücüleri tarafından terk edilmiş bir biçimde az sonra patlayacağı her halinden belli olarak yanıyordu..Şehirde hiç bitmeyen silah ve patlama sesleri Toni’yi kalıp izlemek için zorlasada Toni can haliyle kaçıyordu..Arabaların ve motorların çoğu şu an tutuştuğundan araba çalmak tehlikeli olduğu kadar ölümcüldü..Tabi ana yolda ilerlemekte öyle..Herkes gibi yaya kaçıyordu..Kısa bir dönüşte..İleriki kafede Aidan’ı gördü..Ne yapacağını şaşırmış bir biçimde orada öylece duruyordu..

‘’serseme bak geberecek..’’ diye söylendi ve patlayan caddede ona doğru koşmaya başladı...Aidan’ın şikayet etmesine izin vermeden onu ceketinden yakaladı ve cafeye dalan araba’dan son dakika kurtardı..Bir yandan koşuyor bir yandan Aidan’ı çekiştiriyor ve aynı zamanda arkasında ki polis memuru ve daha da önemlisi 6-7 kişilik bir çeteye ateş ediyordu..Yani şehir işin kısası tam bir bigbang gibi olmuştu..

Akane bir yandan içeriye dalan arabaya bir yandan da topal tilki gibi kaçışan insanlara bakınıyordu. Dışarıya çıkıp neler olduğuna bakmaya karar verdi. Gerçi bu onu ilgilendirmiyordu. Eğlence vardı ve kesinlikle katılacaktı. Dışarı çıktı ve ilk dikkatini çeken bu kargaşadan kaçan iki vampirdi. Demek işin içinde vampirler de vardı. Bu da demek oluyordu ki olaya karışması başına bela açmayacaktı. Yanından büyük bir patlama sesi çıkartarak uçan araba onu biraz bile korkutmamıştı. Yüzünden müthiş eğleneceğine dair içinde oluşan sevinç kolaylıkla okunuyordu. Ama önce vampirlerin yanına gitti ve onları yakalarından yakalamadan hemen önce üstüne doğru gelen arabayı alevlere boğdu. Onları yakaladıktan sonra ise konuşmaya başladı.
"Selam, sersem cehennem ***ları. Sizinle işim bittiğinde *** gibi birer *** ve *** haline gelceksiniz. *** *** *** *** ***." bir dizi küfrü arka arkaya sıralaması ve bozuk dil kullanımı son derece sıradandı. Ancak vampirlerin yüzlerine baktığında onlar için söz konusu sıradanlığın geçerli olmadığını anladı. Bunu takmadı ve 90mmlik tam otomatik tabancalarını çekip kollarını çapraz bir biçimde tutarak(sağ eliyle solundakine sol eliyle sağındakine nişan alarak) tabancaları kafalarına yerleştirdi.
"Cehennemde görüşürüz." dedi ve silahın zaten açık olan emniyetini kapatıp tekrar açtı. Bunu sadece gösteriş olsun diye yapmıştı.