ÇeLLO

Aido sıkılmıştı daha kaç saat sürecekti bu ziyaret..Sorun şuydu ki yarıyıl tatilinde ailesinin zorlamasıyla eve dönmüştü..Yapacak pek bir şeyi olduğu söylenemezdi..Ancak yapacak bir planının olmaması yarıyıl tatilini ailesi ile sıkılarak geçireceği anlamına gelmiyordu..Fakat bu akşam burada kaldığı bir haftadaki bütün günlerden daha sıkıcıydı..Ailesi malikanelerinde soylu ailelerin katıldığı bir balo düzenlemişti ve bu aptal yerde Aido için tıkınmaktan başka yapacak bir şey pek yoktu..Üstüne üstlük babası odasına kaçmaması için onu sert bir biçimde uyarmış bu yetmezmiş gibi odasını bizzat kendi kilitlemişti..Yani kısacası odasına giremiyordu..Elbette ki kapısını kırabilirdi ama bu davranışı ailesi tarafından hiç hoş karşılanmazdı..Surat asıp abartılı smokin ve elbiselerle dans eden yaşıtı vampirlere baktı..Ve kravatını gevşetti..Arada bir babası ve üvey annesine çaktırmadan bakıyordu..İkisi de konuklarla hayli meşgul görünüyordu..Kız kardeşi ise asla onu ispiyonlamazdı..Yani üst kata gitmek için harika bir zamandı balo salonundan çıkan kapıya yaklaştığında son bir kez ailesinden birinin ona bakıp bakmadığına göz attı..Ortalığın güvenli olduğundan emin olduğunda ise yavaşça kapıyı araladı ve Balo salonunun aksine oldukça sessiz olan karanlık koridora adım attı..Kapıyı kapattığında yüzüne bir gülümseme geldi nihayet o boğucu odadan kurtulmuştu.. Koridorda ilerledikçe duvarlara asılı eski resimler ve oldukça demode duvar kağıtları sinirini bozmuştu..Bu ev annesi öldüğünden beri böyle iç karartıcı mıydı? Yürüyordu ancak nereye gideceğini bildiği söylenemezdi.. Eski duvar kağıtlarına bakarken tavan arasına gitmek istediğini fark etti..Aslında tavan arasına girmesi kesinlikle yasaktı..Babası tavan arasına annesine ait olan her şeyi kaldırmıştı..Bunun dışında tavan arasında fotoğraf albümleri eski oyuncaklar ve ilginç işlemeleri ile kilitli sandıklar bulmakta mümkündü..Aido orayı en son on dört yaşındayken kurcalamıştı ve babasından her zamankinden büyük ve her zamankinden sinir bozucu bir aza yemişti..Tavan arasına yaklaştıkça merdiven basamaklarının yıprandığını kat koridorlarının tozlandığını fark etti..Kim bilir kaç yıldır buraya kimse ayak basmamıştı..Gıcırtılı tahta zemine adım attığında ise Pek çok ufak odadan oluşan alçak tavanlı odaya gelmiş oldu..Tamda beklediği gibiydi..Diğer odalarda kullanılmayan eşyalar olduğunu bildiğinden direk olarak üzerinde renkli kalemlerle sekiz yazılmış olan odaya girdi..Annesinin uğurlu sayısı sekizdi..Bu nedenle babası sekiz numaralı odada annesinin hatıralarını saklamıştı..Kapı yıllardır kapalı olduğundan kireçlenmişti..Zorda olsa biraz iktirerek kapıyı açmayı başardı..Oda gri renkteydi ve tamamen tahtadandı..Göle bakan ufak bir penceresi vardı..Ve bu gece gibi dolunayın tepede olduğu hafif rüzgarlı bir gecede harika görünüyordu..Yerde fotoğraf albümleri vardı..Bir kaç sandık neredeyse boş bir kitaplık yıpranmış eski gazeteler ve birde siyah renkte bir çello odaya düzgünce yerleştirilmişti..Aido bir süre sandıkları açmaya çalıştı..Başarılı olamayınca içinde siyah-beyaz fotoğraflar olan albümlere yöneldi..Yerdeki kitapları okudu..Bu tozlu kitapları beklide 14 yıl önce o gün annesi de okumuştu..Sonrada fotoğrafları çıkarmıştı..Ve çelloyu çalmıştı..Çello? Aido siyah çelloya yaklaştı..Eskiydi ancak bu odadaki diğer eşyaların aksine iyi durumda sayılırdı..Çelloyu kendine çekti ve kenarda duran beyaz koltuğa oturdu..Ve eski yayı tellerde hafifçe gezdirmeye başladı..

Ekoka tüm vücudunu saran çello sesiyle boğazında düğümlenen o iki notayı hafifçe seslendi..Sadece kendinin duyabileceği şekilde..Sesi oldukça inceydi ancak insanın ruhunu okşuyordu..Çalan çellonun muhteşem melodileri onu bunca yıldan sonra tekrar dolunay ile buluşturmuştu..Kırmızı çoraplarının içinde ayakları bunca yıldan sonra bir kez daha tahta zemine değmişti..Kabarık elbisesini kaldırdı ve müziğin ona hükmetmesine izin verdi..Odada küçük adımlar halinde ilerliyor hayal ediyordu..Gözlerini açtığında odada yine o siyah saçlı genç kadını çellonun başında görecek parlak beyaz raflarda el işi kağıtları olacaktı..Gözlerini mutlulukla açtığında beklediği manzarayı bulamadı dolunay yine aynı dolunaydı..Ancak her şey bu kez farklıydı..Oda inanılmaz derecede tozluydu ve her yer örümcek ağı tutmuştu.Açık pencereden içeriye giren esinti saçlarını savurdu..Gözlerini pencereden dışarıya dikti..Bu serinlik..Rüzgarı unuttuğunu hiç fark etmemişti…Siyah saçlı kadını görmek için yavaşça beyaz koltuğa yaklaştığında ise orada oturan kişinin de değiştiğini fark etti..Çello ile yine bütünleşmiş birisi duruyordu karşısında ancak bu sefer siyah uzun saçları ile bir kadın değil..Sarışın genç bir çocuk vardı karşısında..Yerlerde ki resimlerde siyah saçlı kadın gülümsüyordu ancak karşısında ki çocuk üzgün duruyordu..Çelloyu siyah saçlı kadın kadar ustaca çalıyordu..Ona yaklaştı ve çekingen bir tavırla elini çocuğun omzuna koydu..Çelloya dalan çocuk muhtemelen onu fark etmemişti..Fakat bu hareketi ile fark etmesi kaçınılmaz olmuştu..Kafasını kaldırdı ve çocuğa gülümsedi..Normalde kolay kolay güvenen biri değildi ancak bu çocuk ona zararsız görünüyordu..Ve sandığı kadarıyla siyah saçlı kadın ile bir bağları vardı..Bu da çocuğu çellonun yeni sahibi yapıyordu..Çocuğun bakışları ‘’kimsin sen?’’ der gibiydi ancak yinede korkmuş değildi..Belki de oda ona karşı güven hissediyordu..

‘’Ben..size…minnettarım..’’diyerek kafasını eğdi çekingen bir edayla…

Ardındansa yanına oturdu ve çelloya dokundu..

‘’Burada..yıllardan beri..hapistim..’’ diyerek gözlerini çocuğa dikti..

Kafasını eğdi..Daha önce hiç kimseye karşı bu kadar güven hissetmemişti üstelik bu çocuğu daha tanımıyordu bile..Sarı saçları ve Ekoka’yı içine çeken mavi gözleri ile oldukça hoş görünüyordu..Ekoka yeşilimsi gözlerini çocuğun mavi gözlerine kilitledi ve pembemsi dudaklarını ona yaklaştırdı ne yaptığını bilmemesine rağmen bu ona doğru geliyordu..Çocukta ona karşı aynı hareketi tekrarladı..rüzgar bir kez daha ufak pencereden içeriye attı kendini..Ekoka hiç bu kadar huzurlu hissetmemişti..Gözlerini kapatıp kendini bırakacakken merdivenlerden gelen sesler onu huzursuz etti ve hemen kafasını çekti..Çocukta aynı sesleri duymuş olacak ki aynı yöne kafasını çevirdi..Ekoka ayağa kalktı..

‘’Çabuk Çello’yu yerine koy! Beni görmesinler acele et..’’

Odayı bir telaş sarmıştı ve Ekoka ile birlikte çocukta çelloyu köşeye taşıyordu…Çelloyu yere bırakırken Ekoka:

‘’Adım..Ekoka...Ben..Eğer istersen çelloyu yanına al..Çelloyu her çaldığında yanında olacağım..’’Dedi ve çelloyu yere bırakması ile ortadan kayboldu..

Pencere bir kez daha duvara vurdu ve rüzgar yeniden içeriye doldu..

Cassandra vampirlerle dolu salonda ilerliyordu. İçerideki hiçbir vampirin onu görmediği açıktı. Demek ki büyüsü işe yaramıştı. Yinede ekstra önlem almış ve gizlenerek ilerlemişti. Sessizce ana salondan çıkıp merdivenlere yöneldi ve tavan arasına girdi. İçeriye girdiğinde karşılaşmayı beklediği son şey saklanmaya çalışan bir vampir olduğundan dikkati dağıldı ve yaptığı büyü o anda son buldu.
"Burada ne arıyorsun?" dedi tehditkar bir tonla ancak daha sonra bunun çok saçma olduğunu fark etti.
"Şey, sanırım bu saçma bir soruydu. Benim burada vampirlerle dolu bir evin tavan arasında olmam daha tuhaf galiba." dedi ve bu söylediğine o anda pişman oldu. Vampir olmadığını ele vermişti. Gerçi tabii önceden çikolata rengi tenini fark etmediyse. Bir vampirin bu tene sahip olma olasılığı bile yoktu. Yinede ortalık karanlıktı ve tozlarla kaplıydı. Üstelik büyüsü hala bir derece etkili olabilirdi.

Aido bir anda ortaya çıkan ve şu tatlı çello perisiyle arasını bozan kıza nefretle baktı..Birde aido’ya burada ne aradığını soruyordu..Tam aido kendi evinde ne aradığını ona ukalaca anlatmaya hazırlanırken kızın son cümlesinde dondu… Suratını ekşiterek

‘’Asıl sen vampirlerle dolu bir baloda ne arıyorsun?!..’’ Şaşırmıştı..

Çünkü hemen birkaç kat aşağıdaki balo salonunda karşısında ki kızın vücudunda bulunan tüm kanı zevkle içebilecek potansiyelde vampirler vardı ki buna kendiside dahildi..Ancak ona saldırmaktan çok nasıl onlara görünmeden buraya geldiği ve neden tavan arasına geldiği kafa kurcalıyordu..Ve oda kafasında ki soru işaretlerini dile getirdi..

‘’Onca vampirin arasından nasıl geçtin? Ve en önemlisi evimde başıboş dolaşmanın yanında girişi yasak olan tavan arasına neden geldin?!!’’