Sürpriz

Yumi Ay yatakhanesinin ana giriş kapısına doğru elinde çekçekli valiziyle hızlı adımlarla ilerledi..Kapının önünde durduğunda valizi bıraktı ve yüksek kapıda göz gezdirdi..Nihayet gelmişti işte.. Aşkıyla her zaman beraber olabilecekti..Yaklaşık iki yıllık özlem sona ermişti..Elbette ki Aşkı henüz geldiğini bilmiyordu ona sürpriz yapmak istemişti..Düşününce kim bilir nasılda sevinecekti.Yumi kıkırdayarak kapıyı hızla açtı..Çocukluk aşkının yüzünü görmek için sabırsızlanıyordu..Kapı hızla duvara çarptı..Ses o kadar rahatsız edici ve gürültülü çıkmıştı ki ahize bile sallandı..Valizini yere fırlattı..Boş ortak salonda göz gezdirdi..Belki de gündüz olduğu için herkes uyuyordu..Avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı…

‘’Aiddaaaaan beeen geldiiiimm..’’

Aido uykulu adımlarla merdivene gitti..Adını duyduğuna yemin edebilirdi..Açılan oda kapılarına bakılırsa bunu tek duyan o değildi..Şaşkınlık ve tereddüt içinde birkaç adım attı.. Ve merdivende durdu…Onu gördü…Tanrım yanlış görüyor olmalıydı..Bu gerçek değildi..Bunca yıl sonra işkence yeniden başlayacaktı..Bir kaç adım geriledi..Karşısında ki kızın gülen gözlerine karşılık kendisinin korkmuş bakışları kesişmişti..Bu gerçekten oydu..Aynı deli bakışları ve aynı sırıtan yüzüyle..Yumi…Yıllar sonra birinin ona tekrar yapışmasını istemiyordu..Bir kaç adım daha geriledi..Midesine yumruk yemiş gibiydi.. Kız ona yavaş yavaş yaklaşmaya başlamıştı..Ne olacağını biliyordu an meselesiydi..İkisinin arasında beş basamaklık bir mesafe vardı..Aido hiç düşünmedi..Büyük ihtimal Yumi’de olacaktı ki Aido son anda onun sarılmak isteyen kollarından kaçtı ve elinden geldiğince hızlı koridorda koşmaya başladı..Ancak kurtulamamıştı arkasında giderek hızlanan ayak seslerini duyuyordu..Ve en önemlisi ona durması için bağıran cırtlak bir ses hızlanmasına binevi yardımcı oluyordu..

Hana siyah gözlerini kocaman açarak gördüğü manzaraya baktı.
"Vay be!" dedi kendi kendine ve arından hemen koşup Aido'yu kovalayan kızla aynı hizaya geldi ve temposunu koruyarak koşmayı sürdürdü.
"Hey! Hey! Söylesene bu salağı niye kovalıyoruz bu kez?" diye sordu sırıtarak sanki 40 yıllık arkadaşıyla konuşuyor gibiydi. Ama elbette bu kendini beğenmiş hanaydı ve turuncu saçlarının arasında kızıllar görünmeye başlamıştı bile.

Yumi yanında ki kıza baktı ve sırıttı..Bu iyi anlaşacağı birine benziyor gibiydi..Aşkına salak demesi hoşuna gitmese de bunun bir espri olduğunu düşündü ve çaktırmadı..Gülümsemesini büyüterek:

‘’Onu yakaladığım anda o tatlı sarı saçlarını darmadağın olana dek kırıştırıp onu devamlı öpmem gerekiyor..Sanırım bundan kaçıyor..’’diyerek kahkahayı bastı..
Aido’nun kaçmasına alışıktı..Bu nedenle kızın bunu yadırgamayacağını düşünüyordu.. Bir yandan Aido’nun peşinden koşarken devam etti..

‘’Ben Yumi Aidan’ın kız arkadaşı ve büyük ihtimalle gelecekteki eşiyim..’’diyerek kıkırdadı..

‘’Sen kimsin?’’

Aido konuşulanların her kelimesini duyuyordu..Bir de Hana eksikti..Ağlamaklı bir edayla can havliyle

‘’Yumi dünyada ki son kız olsan da benim kız arkadaşım olmazsın..Ve şunu bil ki benim eşim olduğun gün benim intihar ettiğim gündür..’’

Dedi avazı çıktığı kadar bağırarak..Ama koşmayı hala sürdürüyordu..Tanrım bu ikisi arkadaş olmuştu..Buda çifte bela demekti..

‘’Ruh hastaları..’’ diye bir kez daha ağlamaklı ses tonuyla bağırdı ve can havliyle ikinci koridora giden köşeyi döndü..

Hana bu işten iyice zevk almaya başlamıştı. Ama yinede üzerinde hala bir şok vardı. Gerçekten de yaşayan ve nefes alan bir kız Aido'dan hoşlanabilir miydi? Şaşkınlığını üzerinden atması biraz uzun sürdü ama sonunda kıza cevap verdi.
"Ben Hana. İşkence ve adam yakalama ustası." dedi ardından Aido'ya
"Aido! Emin misin?! Yaşayan normal bir vampir senden hoşlanıyor!" dedi ve kahkahasını bastırmak için durdu ardından devam etti.
"Bu fırsat hayatında bir kez başına gelir!" artık kahkahalarını tutamıyordu. Vahşi Hana ortaya çıkma niyetinde değildi anlaşılan. Bu seferlik eğlenceyi kendini beğenmiş olana bırakmıştı.

Aido dişlerini sıktı..
‘’En azından benim bir hayran kitlem var..Seninse nefret kitlen var..’’ diyerek nefes nefese koşmaya devam etti

‘’Ve tahmin et nefret kitlendeki en büyük fan benim seni psikopat..’’ diye bağırdı ve ona yaklaşmakta olan bu iki kızdan daha hızlı koşmak için olabildiğince hızlanmaya başladı…

Yumi sırıttı..Koşmasını biraz daha hızlandırdı..Aidan yavaşlamaya başlamıştı..Ve artık yakalanması an meselesiydi.. Tekrar kıza dönerek

‘’Siz tanışıyorsunuz galiba..’’diye kıkırdadı..

İsis ay yatakhanesinden gelen sesleri duydu ve hızla oraya gitti. İçeride korkunç bir kargaşa vardı. Koridordaki her şey yıkılmıştı yıkıntıları ve sesleri takip ederek Aido'yu kovalayan iki kızı görebilecek mesafeye geldi. Ve biri... Hana? Ah! Harika... Doğruca yanlarına gidip ikisininde kollarını tutup havaya kaldırdı(sadece kollarını kaldırdı kızları değil).
"Bir açıklama yapacaksınız. Hemde hemen! Vampirleri rahatsız ettiniz, yetmedi ay yatakhanesini yerle bir ettiniz! Buda yetmezmiş gibi uykumu böldünüz."

Hana bir anda havaya kalkan kolları ve onu durduran arkadaşına baktı. Yüzünü astı başkası olsaydı kurtulmak için saldırabilirdi. Ama İsis'e vuramazdı... Gerçi vursa bile etki etmezdi. Yumi'ye dönüp az önceki sorusuna cevap verdi.
"Evet tanışıyoruz. Bu güzellik kraliçesiyle de tanışıyoruz ayrıca." bu ağzın kadar ima dolu sözü aslında yumiye değil isise söylemişti.

Yumi şaşkınlıkla Hana’ya ve güzellik kraliçesi dediği kıza baktı..Kolunu indirmek için uğraşmıyordu..Şaşkın bir halde durdu..

‘’Kaçmasaydı bunlar olmazdı..’’Diye mırıldandı Aido’ya bakarak.. ‘’Ve..seni uyandırdığımız için üzgünüm..’’diye devam etti..

Göz ucuyla da koşmayı bırakmış olan Aido’yu kesiyordu..Kendiside durmuştu yani durum şu an için eşitti..

Aido kendini durduğu anda yere attı..Nefes nefese kalmıştı..Onları durdurabilecek biri olduğunu bilmiyordu..Kafasını kızları durduran kişiye çevirdi ve yüzüne bir rahatlama geldi..İsis o varken bu iki psikopat Aido’ya bir şey yapamazdı..Ayağa kalktı..Sırıtarak Hana’ya ve Yumiye baktı..

‘’Kaybettiniz..’’diye mırıldandı sırıtmasını yüzünde büyüterek..
Ardından İsis’e döndü ve:

‘’Bu ikisi bana kişisel saldırıda bulundu’’ diyerek kızların iğneleyici bakışlarına karşılık ukala bakışlarıyla birkaç adım geriledi..Sanki kızların İsisten kurtulup can hıraç kendisini kovalamaya devam edeceğinden korkuyordu..

Hana sinirlenmişti. Saçları ve gözleri kızıla dönerken vampir dişleri de uzamaya başlamıştı. Şu anki öfkesi ve gücüyle İsis olarak kaldığı sürece onu geçebilirdi. Sonuçta kolye onu kısıtlıyordu. Ama ya Athena olursa? Yada Niks? O zaman kesinlikle başı derde girerdi. Ama bunları umursamadı. Hatta en yakın arkadaşının damarlarını deşiyor olduğu gerçeğini bile umursamadı. Dahada büyük bir güçle dişlerini İsis'in boynuna geçirdi. Onu kısıtlayan tasmasının da etkisiyle İsis gücünü kaybedip bileklerini tutan ellerini gevşetince hemen ondan kurtuldu ve doğruca Aido'nun üzerine doğru atıldı.

Aido buna alışmıştı..Kızıl taş bebek anlaşılan yine delirmişti..Ancak bu sefer İsis’e zarar vereceğini düşünmemişti..Ve bu Aido’yu sinirlendirmişti..Yeri dolduran buz kırılarak Hana’ya doğru hamle etti..Belkide ileride nefret edeceği bir şey yapacaktı ancak:

‘’Hey..Yumi..Bir yardım etsen fena olmaz..Yoksa geberme olasılığımız var..’’

Yumi şaşkın bakışlarını sabitledi..Aidanı nadiren ciddi görürdü..Ancak Hana denen kızın az önce yaptıklarını gördüğünde Aidan’a hak verdi ve onun kırılarak kıza hamle eden sivri buzunun yanında Yumi’nin seli yerini almıştı..Kızın kendine gelmesini diledi..Yoksa su ve buzun birleşimi olarak hava beden ortaya çıkacaktı..Bunun ardından yaşanacaklarsa pek hoş olmayabilirdi..

Hana kahkaha atmaya başladı. Arkasından gelen suya büyük bir rüzgar üflemesiyle su donmuştu. Aido'nun buzunu ise rüzgar kılıcıyla yok etmişti.
"Bunlar bana işlemez zavallılar!" diyerek büyük bir kahkaha daha patlattı.
"Ben havanın efendisiyim unuttunuz mu? Su benim için bir engel olamaz. Buz kılıcımın karşısında direnemez! Aido! Hatırladığım kadarıyla kanın oldukça lezzetliydi! Bir kez daha tatmam da bir sorun yoktur herhalde" dedi.

Yumi durdu...Sinirleri bozulmuştu..Kimse ne olursa olsun Aşkının boynuna dişlerini geçiremezdi..Bunun bedelinin ağır olacağını bilese de Aido’ya doğru bir hamle ettı ve kızın saçlarını sıkı sıkı kavrayarak ondan uzaklaştırdı..Aido bunu yapar yapmaz ayağa kalktı..İkiside aynı anda
‘’Sen bittin…’’ kelimesini duyulabilecek yükseklikte sarfettiler..
Yumi ellerindeki suyu hissedebiliyordu..Avcunda kini..Aidan’a kafasını çevirdiğinde Aidan’ın avcunda duran buzun şekillenmeye başladığını fark etti..Zaman gelmişti..Ellerini Aidan’ın eline yaklaştırdı ve avcundaki suyun buza nüfus etmesini izledi..Garip bir histi..Hiçbirşey hissetmiyordu yada göremiyordu..Her yer bembeyazdı..Ne ayakları onun ayakları nede elleri onun elleriydi..Sadece boşluktaydı..Burnu kanıyordu ve göz çukurları bunu hissetmiyordu görmüyordu..Ancak biliyordu..Tıpkı iki yıl önceki son olayda bildiği gibi..

İsis olaylar karşısında şaşkına dönmüştü. Hana? Onu ısırmıştı. Onlar Hanaya saldırmıştı. Bunlar oluyor olamazdı. İsis kendini kaybetmişti.ayaklarına onu ayakta tutmasını söyleyemiyor, gözlerine yaş akıtmayı durdurmasını emredemiyor olmuştu bir anda. Hana bu savaş sırasında tasmanın anahtarını yere düşürmüştü. Onu alıp boynundan gerdanlığı çıkarttı. O anda hiç bir şekilde bunu istememişti ancak İsis kaybolmuş yerine Gaia gelmişti. Ayağa kalkıp muhteşem sesiyle konuşmaya başladı.
"Bunlara inanamıyorum. Sizler gecenin çocukları olabilirsiniz ama benimde çocuklarımın çocuklarısınız. Rüzgar ve okyanus sizler yüzünden ağlıyor. Kendinizden utanın!..." diyerek Hana'nın yanına gitti ve omzuna dokundu.
"Kendini toparla kızım. Soyuna yakışmayacak derece vahşice davranıyorsun-bu esnada Hana yavaş yavaş normale döner ama gözleri ve saçları hala kırmızıdır-bu gerçekten de sen misin? Kendine bir bak. Ne hale gelmişsin." dedi. sözlerini bitirdiğinde hana mavi saçlı minik halini almıştı.